SANDIK LEKESİ
Bence bir insan arkadaşları üzülmesin diye intihar
etmiyorsa, orda gerçekten sadakat vardır. Yaşamaya ya da ölüme sadık olmak
elimizde değil. Ama üzüntüye ve ürpertiye sadık olmak kötücüllükten çıkabilecek
tek kurtuluş yolu.
Ya düşünsene duygusal emek denen bi şey var bu dünyada. Hani
İbo ‘her Pazar saatlerimi magazin programlarına, Show TV’ye veriyorum amk’
demişti ya. O emeği bize topluyordu. Anlatacağı hikâyeler bizim duygudaşlığımız
içindi. Bu emek sen, ben intihar etmeyim diye verilmişti. E senin bazen
üzüntüden kakan bile geliyor, bunu biliyorum Melike. Sen söylemedikçe ben sana
bunu asla hatırlatmazdım. Duygusal emek bu işte, görünmüyor ama tüm hikâyeleri
topluyor.

İşte bu yüzden intihar etmek kolay ya da zor değil. Böylesi
bir ikililik intiharın da içini boşaltıyor.
Asıl mesele birinin senin için
magazin topladığını bilmen, ya da ne biliyim bi arkadaşın üzülünce kakası
geliyor gerçeğini bilip de biriktirmen. İşte bu küçük anlar en olmadık
zamanlarda değerleniyor. Herkesin sifonu var, biliyorsun. Herkes sifon çekiyor
biliyorsun. Ama o sese ortaklık edebileceğin insanları düşünmek seni intihardan
alıkoyabiliyor.
İntihar ettiğimizde arzularımızın nesnesine kavuşacakmışız.
Ama ben arzularımı daha çok seviyorum. Çünkü hiç yere inmiyorlar. Kendime olan
büyük sadakatim buradan geliyor. Ama üzüntülerim
e ve depresyonuma olan
sadakatim bundan bile daha büyük.
Düşünsene ben arkadaşlarım üzülmesin diye intihar etmiyorum.
Daha ne kadar sadık olayım.
Azmi.
Yorumlar
Yorum Gönder