SANDIK LEKESİ


Bence bir insan arkadaşları üzülmesin diye intihar etmiyorsa, orda gerçekten sadakat vardır. Yaşamaya ya da ölüme sadık olmak elimizde değil. Ama üzüntüye ve ürpertiye sadık olmak kötücüllükten çıkabilecek tek kurtuluş yolu.

Ya düşünsene duygusal emek denen bi şey var bu dünyada. Hani İbo ‘her Pazar saatlerimi magazin programlarına, Show TV’ye veriyorum amk’ demişti ya. O emeği bize topluyordu. Anlatacağı hikâyeler bizim duygudaşlığımız içindi. Bu emek sen, ben intihar etmeyim diye verilmişti. E senin bazen üzüntüden kakan bile geliyor, bunu biliyorum Melike. Sen söylemedikçe ben sana bunu asla hatırlatmazdım. Duygusal emek bu işte, görünmüyor ama tüm hikâyeleri topluyor.

Ne İbo’dan dinleyeceğimiz magazin haberleri ne de senin hüzünlü kakan bir anlamsızmış gibi görünse de ben bu yükün taşıyıcısı olduğumu çok iyi biliyorum. Yani şöyle düşün: Şehirler sifon sesleriyle dolu, her an bi sifon çekiliyor. Ama sen sadece apartmandakileri duyabiliyorsun. Hem de gecenin en depresyon kâbusu anından uyanarak duydukların en şiddetli fon olanlar. Ve en anlamlıları bunlar. Çünkü burda anın ortaklaşması var, birbirine değen sesler ve hikâyeler var.

İşte bu yüzden intihar etmek kolay ya da zor değil. Böylesi bir ikililik intiharın da içini boşaltıyor. 

Asıl mesele birinin senin için magazin topladığını bilmen, ya da ne biliyim bi arkadaşın üzülünce kakası geliyor gerçeğini bilip de biriktirmen. İşte bu küçük anlar en olmadık zamanlarda değerleniyor. Herkesin sifonu var, biliyorsun. Herkes sifon çekiyor biliyorsun. Ama o sese ortaklık edebileceğin insanları düşünmek seni intihardan alıkoyabiliyor.

İntihar ettiğimizde arzularımızın nesnesine kavuşacakmışız. Ama ben arzularımı daha çok seviyorum. Çünkü hiç yere inmiyorlar. Kendime olan büyük sadakatim buradan geliyor. Ama üzüntülerim
e ve depresyonuma olan sadakatim bundan bile daha büyük.


Düşünsene ben arkadaşlarım üzülmesin diye intihar etmiyorum. Daha ne kadar sadık olayım. 


                                                                                                                           Azmi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYANIN EN GICIK ADAMI

DID YOU MEAN ''UNFOLLOW'' ?

Ankara