suya hapsettim
Sıradan bir akşam üstü,durgun bir pazar günü ben bedbaht güneşlenirken (bu bi Tarkan sarkisi degil), aniden bir dalga çıktı ve havlumu sırılsıklam etti. Sinirlenmedim. Çünkü deniz kenarında büyüyen insanlar denize pek sinirlenmezler ve bunun antidepresanlarla hiç bi ilgisi yoktur.
Havlumdaki yosunları sirkeleyip,taşa tünemişken gözüme bi şarap şişesi takıldı,gözümü çevirdim,insanlar şişelere işeyip deniz kıyısına atarlar bu kasabada,onlardan biri olduğunu sandım,hatta üstüne hiç düşünmedim bile diyebilirim. Ama kıyıda hala balık (en fazla kaya balığı olduğunu bile bile) tutmaya çalışan umarsız kız kardeşim ''aaaa burda bi şişe var ! '' diyince, '' getirsene bakim '' dedim çünkü bi şişeye bakacabilecek kadar canım sıkılıyordu.Hayret ettiğimse asi kızın ayağıma şişeyi getirmesiydi,çünkü yapması gereken daha mühim bi iş vardı,benle mi uğraşsındı,balıklar beklemezdi. Annemin ''ayy ellemeyin pis pis şeyleri'' demesini çişli şişelerden biri olduğunu sandığından hiç umursamayıp, taşa vurup kırdım. O esnada annem her zamanki ''deliyle mi uğraşcam'' bakışını atıp uzandı(onun havlusu neden ıslanmamıştı ki?). Ne yani her gün mü kıyımıza bir şarap şişesi vuruyordu da biz her gün mü dilek okuyorduk? Bu ne umarsızlıktı yani?
Neyse, kağıtları tek tek açtım,özenlice de rulo yapıp yapıştırmışlar yavrumlar. Çok özellerine girmeyeyim ama işte dilekler hep aynı şeylerdi, sevilmek,aranmak,iyileşmek, merhamet. Sonuçta denizden medet uman insanların dilekleri ne kadar kötü olabilirdi ki? Ya da o insanlar ne kadar kötü olabilirdi? O şarabı içmişlerdi ve dileklerini yazarken de muhtemelen çay içiyorlardı bir yandan(değil mi ismail abi?)
Kagitlar bana ben kagitlara sonra hepimiz yosunlara bakarken, 1,5 lt su sisemin içine dileklerini geri koymaya karar verdim. Sonuçta onlar bunu birisi okusun diye yapmıştı,ve bu denizin anası ben olduğum için bence çok şanslılar ben okuduğum için. Sizin için dua ettim,Allah bilsin. Bencilim bu konuda, kimse okumasin diye pet şişenin icine su da doldurdum. ( mantari da içinde yani ambiyansi ozkaynak bozdu, neyse niyet önemli-Bu bir BİM reklamı asla değil).ve denize tekrar firlattim. ''Hadi kalkın kızlar, yeter bu kadar Fedonluk ''dedim. Kardeşim tek bir balık bile tutamadı. Ve bu bi sır değil. Eve gittim,karpuz yedim. Şişeyi düşündüm, vişneli şarap şarap değildir ki bence.
Klişeleri bizler severiz bu yüzden seviyorsanız gidip konuşun. Umarım oluru olan birini seviyorsunuzdur, sadece içeri değil, dışarı da olan birini. he eğer öyleyse '' SEN İÇERİ VARSIN,DIŞARI YOKSUN !'' diye bağırın ama bu çok da umrundaydı sanki.
Melike G.
Havlumdaki yosunları sirkeleyip,taşa tünemişken gözüme bi şarap şişesi takıldı,gözümü çevirdim,insanlar şişelere işeyip deniz kıyısına atarlar bu kasabada,onlardan biri olduğunu sandım,hatta üstüne hiç düşünmedim bile diyebilirim. Ama kıyıda hala balık (en fazla kaya balığı olduğunu bile bile) tutmaya çalışan umarsız kız kardeşim ''aaaa burda bi şişe var ! '' diyince, '' getirsene bakim '' dedim çünkü bi şişeye bakacabilecek kadar canım sıkılıyordu.Hayret ettiğimse asi kızın ayağıma şişeyi getirmesiydi,çünkü yapması gereken daha mühim bi iş vardı,benle mi uğraşsındı,balıklar beklemezdi. Annemin ''ayy ellemeyin pis pis şeyleri'' demesini çişli şişelerden biri olduğunu sandığından hiç umursamayıp, taşa vurup kırdım. O esnada annem her zamanki ''deliyle mi uğraşcam'' bakışını atıp uzandı(onun havlusu neden ıslanmamıştı ki?). Ne yani her gün mü kıyımıza bir şarap şişesi vuruyordu da biz her gün mü dilek okuyorduk? Bu ne umarsızlıktı yani?
Neyse, kağıtları tek tek açtım,özenlice de rulo yapıp yapıştırmışlar yavrumlar. Çok özellerine girmeyeyim ama işte dilekler hep aynı şeylerdi, sevilmek,aranmak,iyileşmek, merhamet. Sonuçta denizden medet uman insanların dilekleri ne kadar kötü olabilirdi ki? Ya da o insanlar ne kadar kötü olabilirdi? O şarabı içmişlerdi ve dileklerini yazarken de muhtemelen çay içiyorlardı bir yandan(değil mi ismail abi?)
Kagitlar bana ben kagitlara sonra hepimiz yosunlara bakarken, 1,5 lt su sisemin içine dileklerini geri koymaya karar verdim. Sonuçta onlar bunu birisi okusun diye yapmıştı,ve bu denizin anası ben olduğum için bence çok şanslılar ben okuduğum için. Sizin için dua ettim,Allah bilsin. Bencilim bu konuda, kimse okumasin diye pet şişenin icine su da doldurdum. ( mantari da içinde yani ambiyansi ozkaynak bozdu, neyse niyet önemli-Bu bir BİM reklamı asla değil).ve denize tekrar firlattim. ''Hadi kalkın kızlar, yeter bu kadar Fedonluk ''dedim. Kardeşim tek bir balık bile tutamadı. Ve bu bi sır değil. Eve gittim,karpuz yedim. Şişeyi düşündüm, vişneli şarap şarap değildir ki bence.
Klişeleri bizler severiz bu yüzden seviyorsanız gidip konuşun. Umarım oluru olan birini seviyorsunuzdur, sadece içeri değil, dışarı da olan birini. he eğer öyleyse '' SEN İÇERİ VARSIN,DIŞARI YOKSUN !'' diye bağırın ama bu çok da umrundaydı sanki.
Melike G.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil