Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DATE BALLADI

Sözleşmiştik, gelecekti Teyzesi yemeğe çağırmış Yemekten sonra gel dedim Ordu evinin ordan dolmuş var, 10 dakka      Ya keşke yakın otursaydın, üşendim Ya atla gel işte, çok yakın       3 yaşındaki kuzenim bizde kalacak, bugün ve yarın çocuk bakacam 1,5 litre ice tea almıştım sana ikram etmek için -Haram olsun! Yazdım ama yollamadım. Seks de kul hakkıdır, buna inanıyordum. Ama Allah ile kul arasına da girmek istemiyordum.                                                        Recep

bu yazının başı var sonu yok.

-İstanbul-Elazığ gidiş bileti almak istiyorum. - Dönüş? -Dönüş. Dönüş yok. Bunca zamandır tüm biletlerimi gidiş-dönüş olarak almıştım.Verdiğim cevabı kulaklarımın duyması, bilet satan adamın neden geç cevap verdiğimi anlamaya çalışmak için kafasını kaldırıp yüzüme bakması ya da benim öyle sanmam asırlar sürmüştü. Bu umarsız kulak-beyin yolculuğu bittiğinde anladım ne yaptığımı,Elazığ'da güzel insanlarla geçirdiğim güzel günün, hissettiğim derin mutluğun,beklentilerimin fazla fazla üzerinde olan o şehrin,aldığım hediyelik cevizli sucukların sanki hiç bir anlamı kalmamıştı. Bileti aldığımda elimdeki küçük poşet ağır gelmişti.Havaalanındaydım,duvara yasladım ve geçmesini bekledim gün içinde hissettiklerime ettiğim ihanetin geçmesini.Geçtiğini hissettiğim anda, yürüyüp kendime bir filtre kahve söyledim. Televizyonda önemli bir maç vardı,umrumda bile değildi yine de skora baktım baktığımı görebildiğime kendimi ikna etmek için. Kulaklığımı taktım, hala pilli MP3'ten müzik dinliyo...

kedilerden sen anlarsın,konuş onlarla.

Ülke karmakarışık,içimden de kafamdan da karışık,inanırsın. Bu yazdığım cümle ne kadar da kendini çok önemseyen bir insan cümlesi, neyse ki ben biraz öyleyim,başkasının söylemesine lüzum yok tekrar. Yalan değil,o akşam huzurluydum,hem tuhaf belki ama o gün kimse kimseyi öldürmemişti,bugün keyfimi hiç bir şey bozamaz demiştim. Bu yazdığım cümle ne kadar da kibirli bir insan cümlesi,neyse ki ben biraz öyleyim,başkasının söylemesine lüzum yok tekrar. Ailemin yanından dönerken,bazamın altına köşe bucak sakladığım lise günlüklerimi de yanıma almıştım, onları okuyacaktım,kendimle biraz dalga geçecektim (hofh yine şebnem ferah şarkısı yazdım sanki) Sonra ne zaman televizyonu açmıştım da ne zaman yarışmadaki kıvırcık saçlı çocuk şarkı söylüyordu da ne zaman Mustafa Sandal'la Gülben Ergen barışmış da yan yana oturuyorlardı ve ben ne zaman ağlamaya başlamıştım,hiç anlamadım. Daha da anlamadığım Mazharla Özkan'ın soyadlarını bilirken,neden Fuat'ın soyadını bilmiyordum,Fuat silik mi...
Bazen ölüm sana gelmez,sen ölüme doğru gidersin. Öyle gibi durumlarda,ölüm çapkın bir erkek gibidir, ''kovalamam ama gelse öperim'' der,yoksa seni öpeceği falan yoktur, denk gelmiştir.